maraş dondurma
23 Ağustos 2013 Cuma
kahveci güzeli
Son zamanlarda kahve tüketimi giderek artış göstermeye başladı bunun en büyük sebebi kahvenin içinde kafein adı verilen bir maddenin bulunmasıdır kafein insan beyninin içindeki hücreleri canlandırmaktadır. İşte bu yüzden insanlar özellikle sabahları kahve içmekte ve böylece güne daha zinde başlamaktadırlar. Türk kültüründe kahvenin önemli bir yeri vardır. Özellikle Türk kahvesi adı verilen kahve, Türkler tarafından çokça tercih edilmektedir. Ancak kahvede de yabancı ürünler kullanılmaya başlandı bizim Türk kahvesi diyerek pişirdiğimiz kahvenin dışında su ile karıştırılarak hazırlanan pratik kahveler daha çok tercih edilmeye başlandı. Bu kahvelerin daha çok tercih edilmesinin sebebi tabii ki pratik olarak hazırlanmasıdır. Herhangi bir pişirme işlemine gerek kalmadan sadece sıcak su içine dökülüp karıştırılıyor. Böylece kahve hazır olmuş oluyor. Arzu edilirse sütlü veya kremalı olarak da tüketilebiliyor. Çünkü süt kahvenin acılığını alarak daha yumuşak bir tat elde edilmesini sağlıyor. Ancak Türk kahvesinin o istenen asıl tadı vermesi için özenerek pişirilmesi gerekiyor. Taze kavrulmuş ve incecik çekilmiş kahve özel yapım cezvelerde çok kısık ateşte pişirilmelidir. Ancak bu şekilde gayet güzel ve lezzetli kahve elde edilebilir. Kahveye şeker dışında hiçbir katkı maddesi eklenmez. Çünkü önemli olan kahvenin kendi tadını almaktır. Ekstra katılan ürünler kahvenin tadını bozmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Kahvenin tadını daha da güzel yapan ise pişirenin sevgisini sabrını katmış olmasıdır. Bizim kahveci güzeli diye bildiğimiz kızlarımızın elinden içtiğimiz kahve işte en güzel kahvelerden biridir. Çünkü kahveci güzeli sabırla ocağın başında yavaş yavaş pişirdiği kahvesini misafirlerine ve aile büyüklerine sunmaktan büyük keyif alır. Kahvenin sunumuna eşlik edecek iki şey vardır. Biri hakiki Türk lokumu, diğeri de sudur. Türk lokumunun eşlik etmesinin en büyük sebebi hafif acımsı bir tadı olan kahvenin yanına şekerli bir ürün eklemektir. Lokum dışında çikolata da ikram edilebilir. Ancak kahvenin yanına lokumdan başka bir şekerleme yakışmaz. Çünkü lokumun apayrı bir hazırlanma süreci vardır. Oldukça uzun süren ve sabır gerektiren bu süreçte sevgi ile hazırlanan lokumlar istenen büyüklükteki karelere bölünerek servise hazır hale getirilir. Mesela şeker macunu da oldukça lezzetli bir şekerlemedir. Ancak lokum kadar zahmet istemez üstelik de görünümü lokum kadar iyi değildir. Şekerleme demişken pamuk helvadan bahsetmemek olmaz. pamuk helvacı lar da oldukça lezzetli ve çok tercih edilen lezzetlerdendir. Ancak şekli sebebiyle kahvenin yanına ikram edilmesi pek de hoş olmaz.
pamuk şeker
Her ne kadar bugünlerde pek yapıldığını görmesek de, eskiden beri kadınlar doğum yaptıktan sonra lohusa şerbeti yapılır ve gelen konuklara lohusa şerbetiyle birlikte ikram edilirdi. Lohusa şerbeti rengini lohusa şekerinden alırdı. Konuğun isteğine göre sıcak ya da soğuk ikram edilebilirdi. Lohusa şerbetinin verilme nedeni de, lohusa şerbetindeki şekerin annenin sütünden çocuğa geçtiğine inanılmasıydı. Böyle düşünüldüğü için de lohusa şerbetinin içine aynı zamanda çocuğun gazını alacağı düşünülen baharatlar da konulurdu.Bu lohusa şerbeti fikri ise Osmanlılardan gelen bir gelenek olarak sürmekteydi.Bugün hala lohusa şekerini aktarlardan bulabilirsiniz. Üstelik lohusa şerbeti yapmanız için illa ki, birinin doğum yapması da gerekmez. Evde kendiniz de yaparak, meyve suyu ya kola yerine içebilirsiniz. Lohusa şekeri nedense lohusa şerbeti yapımında kullanılmasına rağmen , lohusa şerbetinin yanında da ikram edilir. Garip bir uygulama ama belki de tek başına yenemediğindendir. Çünkü lohusa şekeri çok ama çok sert bir şekerdir. Bugün hala lohusa şerbeti zaman zaman bir kadın doğum yaptıktan sonra kaynatılsa da, artık pek nadir görülüyor. Malum dünya değiştikçe, uygulamalar da değişiyor. Ancak ne olursa olsun geleneklerimizi bu kadar çabuk yitiriyor olmamız çok kötü. Örneğin eskiden birisi doğum yaptığında bebeğin şansına çocuk şekerleri yaptırıp dağıtırdı, bebeği görmeye gelen misafirlere. Bu şekerler genelde bir kese içinde bulunur ve genelde bu keseye badem şekeri konulurdu. Kese kurdele ile bağlanmış olup, kurdelenin üstünde bir bebek motifi bulunurdu. Bebek erkek ise mavi keseler ve mavi bebek motifi kullanırken, kız ise pembe keseler ve pembe bebek motifi kullanılırdı. Bu tarz ayrımdan hoşlanmayan anne babalar ise unisex bir renk olduğunu düşündükleri sarıyı kullanırlardı.Acaba keselere de farklı türde şekerler koyan var mıdır? Örneğin kesenin renklerine uygun pamuk şekeri koymak ne kadar güzel olurdu. Üstelik pamuk şeker konsept olarak daha çok uyum sağlardı, bebek şekerine. Misafirler açısından da hoş bir sürpriz olurdu.
kahramanmaraş dondurması
Türkiye'ye gelmeden önce neler yemeliyim, nereleri gezmeliyim hepsini araştırdım. Bu tatili dolu dolu geçirmek istiyordum. Türk bir ailenin çocuğu olmama rağmen, yıllardır Almanya'da gurbetçi olarak büyüdüm ve ilk kez bu sene Türkiye'ye gitme fırsatı buldum. Her araştırdığım sitede Kahramanmaraş dondurması karşıma çıktı. Nasıl bir şehrin dondurması ünlü olabilir ki? Tamam, açık ve marketlerde satılan dondurmalar arasında çok fark oluyor fakat bir şehir nasıl dondurmasıyla ünlü olur ki... Babam Türkiye'ye indiğimizde ilk ne yapmak istiyorsun, diye sordu. İlk cevabım “kahramanmaraş dondurma ” dedim “Kahramanmaraş dondurması yemek istiyorum.” Kahramanmaraş'ta değildik, gerçek kahramanmaraş dondurmacı sı bulmak zor işti. Ama tatil yöresinde olduğumuzdan şanslıydık. Çoğu turistte bu dondurmayı tatmak istediğinde burada da Kahramanmaraş dondurması bulmak mümkündü. Kıyı boyu yürüdüğümüzde, kıyının sonlarına yakın elinde kocaman uzun demir bir çubuk olan, kırmızı güzel bir kumaştan işlemeli olarak dikilmiş ve aynı işlemelerden yapılmış Türkler'de fes diye adlandılan şapkadan takmış bir dondurmacı tezgahı gördüm. Üzerinde büyük ve gösterişli harflerle Kahramanmaraş dondurma yazıyordu ve önü çok doluydu. Bende sıraya girdim. Ön taraftakiler gülüşüyorlardı ve çok eğlendikleri belliydi. Bir dondurma tezgahında bu kadar eğlenecek ne olabilirdi derken sıra bana geldi ve anladım. Kahramanmaraş dondurmacısı dondurmayı vermemek için türlü türlü oyunlar yapıyordu. Demek kahramanmaraş dondurması böyle ünlü olmuştu ve bu kadar çok taliplisi bundandı. Kahramanmaraş dondurmayı her almaya çalıştığımda uzun demir çubuğu çeviriyor, çekiyor, tam tuttum derken boş külah elimde kalıveriyordu. Kahramanmaraş dondurmacısı eğlenceli biriydi ve çok sabırlıydı. Hiç sıkılmıyordu. Bense nerdeyse yemekten vazgeçecektim. Bu halimi anlayan Kahramanmaraş dondurmacısı pes etti ve eliyle külahı uzattı. Derin bir oh çektim ama yine boş külah elimde kalmıştı! Pes doğrusu! En iyi sihirbazcılara taş çıkarırdı bu dondurmacı! Uzun uğraşlar sonunda çok istediğim kahramanmaraş dondurması na kavuştum. Tadı mı? Enfesti! Bundan sonra Kahramanmaraş dondurma dışındaki dondurmalara dondurma demeyeceğim.
maraş dondurması
Dondurma denince akla ilk gelen dondurma çeşitlerinden biri maraş dondurma dır. Türkiye’de salep ilk defa Kahramanmaraş’ta dondurma yapımında kullanılan bir malzeme olmuş ve diğer illere Maraş’tan yayılmıştır. Maraş dövme dondurmasının oluşumu ile ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte, başlangıçta şeker, bal ve sütle yapılan bir çeşit tatlıya salebin katılmasıyla ortaya çıktığı, bozulmaması için soğuk bir yerde tutularak bekletildiği ve sabah donmuş bir hal aldığı söylenir. Karıştırdıkça sakız gibi uzayan bu lezzetli tatlı, bir süre sonra daha profesyonel şekilde dayanıklı bir metalle karıştırılarak Maraş dövme dondurması halini almıştır. Kahramanmaraş dondurmasının en önemli özelliklerinden biri, keçi sütünden yapılmasıdır. Ancak herhangi bir keçi sütü maraş dondurması yapmak için yeterli değildir. Maraş dondurmasının ilk yapımı için anlatılan rivayetlere uyacak şekilde günümüzde Maraş dondurmasının yapımında, Ahır dağının eteklerinden beslenen keçilerin sütü 90 derece sıcaklığa kadar ısıtılarak, mikro organizmalardan arındırılır. Sonrasında bu süte salep, onun ardından da şeker katılır. Bu karışım iyice karıştırıldıktan sonra yaklaşık olarak 6-7 saat bekletilir. Sonrasında 6 dereceye kadar soğutularak dondurma haline getirilir. Maraş dondurmasının diğer dondurmalardan farkı içerisinde birçok vitamin ve mineralin bulunmasıdır. İçinde A, B, C, D ve E vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, sodyum, çinko ve demir minerallerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Günümüzde Maraş dövme dondurma satışı bazı firmalar tarafından, yurt içinde birçok şehrimize dağıtılmaktadır. Hatta soğuk hava araçları ile yurt dışında da birçok ülkeye dağıtımı yapılabilmektedir. Ülkemize has birçok yemek tarifi veya gıda maddeleri yurt dışına ihraç edilmektedir. Bunların bir kısmının bozulması gibi bir durum olmadığından, ihracatı daha kolay yapılabilmektedir. Ancak dondurma için gerekli olan ısının sağlanabilmesi için dağıtım yapan araçların buna uygun olması şarttır. Bu koşulların sağlanması, yurt dışında hem kendi vatandaşlarımızın, hem de diğer ülke vatandaşlarının bu enfes ve sağlıklı gıdaya ulaşabilmesini sağlamaktadır.
nişan merasimi
Hakk’a âşık olanın en güzel yaşayan temsilcilerindendir Hazreti Mevlana. O zamanlardaki İslami kurallar çerçevesinde birbirinden farklı zamanlarda dört kadınla evlenmiştir. Mevlana’nın zamanın ileri gelen ailelerine mensup olan eşlerinin evliliklerinde yine İslami geleneklere uygun olarak gelinlere kına gecesi ve dini düğün yapılmıştır. O zamanlarda dini düğün organizasyon şirketleri, kına gecesi organizasyonları ve nişan merasimi âdeti ve nişan süslemeleri yoktu elbette. düğün süsleme fiyatları de dini düğün organizasyonu gibi organizasyonlarla değil, süregelen dini düğün ritüellerine göre yapılırdı. Kadın ve erkeği temsilen birer kişi hoca efendinin karşısına oturur ve hoca efendi kadın adına kadını temsilen bulunan kişiye erkeği eş olarak kabul edip etmediğini sorardı, erkek adına erkeği temsilen bulunan kişiye de kadını eş olarak kabul edip etmediğini sorardı. Boşanma olursa kadına verilmek üzere bir bedel zikredilir ve evlilik onanırdı. Hazreti Mevlana’nın tüm eşleri birbirinden değerli kadınlardı ve ortak bir problemleri vardı. Hazreti Mevlana onlara aşık mıydı, seviyor muydu acaba? Hazreti Mevlana’nın sürekli Hak ile birlikteliği, onunla her an gece gündüz beraberliği, bırakın eşlerini, yemek yemeyi ve su içmeyi unutturan aşkını izleyip de bu kuşkulara düşmemek mümkün müydü? Eşlerinden birisinin artık dayanamayıp, saygıda asla kusur etmeyerek utana sıkına sorduğu bu soruya Hazreti Mevlana’nın verdiği uzun cevabı bir duysanız, bir okusanız, onun asla vazgeçilmez, bırakılamaz, terk edilemez, ölene kadar hatta ölümden sonrası için de birlikte olunacak gerçek aşkını bilirsiniz. Ayrıca, eşine bunu nasıl itiraf ettiğini görür ve eşine saygıyla nasıl yaklaştığını anlarsınız. Mevlana Hazretleri, eşine cevap olarak ilk sözünde; sen benim yaratandan ötürü yaratılanı sevişimsin diyor. Bu cümlenin içindeki anlamı bilmek gerekir. Dünyadaki tüm sevgilerin anası ve çıkış noktası Allah’ı sevmektir. Bu yüzdendir ki Mevlana için gerçek düğün günü Hakk’a kavuşulduğu ölüm günüdür. Kendisi dünyayı çile çekilen bir çilehane, bir zindan olarak görmekteydi. Bu yüzden de öldüğü güne, kır düğünü anlamına gelen, şeb-i arus denilmektedir. Gerçek aşka, aşığa kavuşulduğu gündür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)